Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

pasta pasta cilekli pasta kiviside icinde muzuda ;)

Muzlu Kivili Çilekli Pasta EEVEEEEETT!!!! Bugün pasta yaptim:) Merak edenlere tarifi; Malzemeleri: 1 kase cilek, 2 adet kivi, 1adet muz,  1 yemek kasigi Nescafe 1 adet kesme şeker Yarım cay bardagi süt 1 paket krem santi 1 su bardagi sut daha ;) 1 adet kakaolu pandispanya Biraz sanat ruhu Bir tutam istek Yaklaşık bir dilim kadar yeme isteği ;) YAPILIŞI;  Meyveleri guzelce yıkayıp dograyin Krem santiyi bir su bardagi sutle hazirlayin Yarim cay bardagi sutu ve kesme sekerini cezvede isitin Ardindan nescafeyi icine ekleyip karistirin Pandispanyanin taban kismini elinize alin Nescafeli karisimdan altina biraz dokup islatin Bu kekinizi tabaga sabitlemek icin iyi bir çözüm; ) Ardindan keki nescafeli karisimla guzelce islatin. Krem santiden biraz döküp üzerine duzleyerek yayin Dilimlediginiz meyveleri guzelce dizin ve kekin üst kısmını uzerine yerlestirin Kalan kremayi ust kismina ve kenarlarina yayip duzlestirin ...

Bir önerim var!!

bugün güzel birşeyler söyleyin, güzel birşeyler yapın işte öneriler; -bütün içtenliğinizle elinize bir kağıt ve bir kalem alın.Kağıdın boyunu kendiniz belirleyin.Yetenekli olmanız gerekmiyor.Siz Picasso olmak zorunda değilsiniz.Çizin karalayın.. Hayallerinizi ya da göl evi,dağlar,ağaçlar,çiçek,akarsu,köprü,çöp adamlar... -Bugün öyle bir çay demleyip için ki bu içeceğiniz çayın son çay olduğunu ve bu çay keyfinizin son çay keyfiniz olduğunu düşünün ancak bunu o an hiç bitmeyecekmiş gibi yaşayın, -Bugün giyinin ve süslenin.Geceden kalma tüm hayal kırıklıklarınıza makyaj yapın.Kafanıza taktığınız şeyleri küpelerle değiştirin.. -Bugün ertelemeyin..Kredi kartı borçları hiç bitmez..Elektrik,su ve krediler hep olacak..Hangisiydi senin o içinde kalan pantalon??? -Bugün aynanın karşısına geçin ve kapıyı kilitleyin.Gülümseyin ve korkmayın..Kimse görmeyecek kapı kapalı..Sessizce ve kocaman gülümseyin.. -Öyle bir yemek yapın ve onu öyle bir yiyin ki..O yemek ve o an sonsuz olsun.. -N...

salaklar yavaş gider!

ölmek için çabalıyoruz, 18 yaşımızı bir tabu haline getiriyoruz. 18 yaş adam olmanın ilk şartı olarak biliyoruz.Neden? çünkü ehliyet alma yaşı 18. Araba sürebiliyorsak kesin büyüdük.Kesin.% 100!! ve eğer küçük bir bölgede yaşıyorsanız ve siz eğer o çöplüğün horozuysanız isterseniz 18 yaş size bir tabu olmaz.Nasılsa arkanız sağlamdır. O yaşlar tam da lise çağlarına denk gelir.Eğer okul arkadaşlarınız sizi araba kullanırken görürse havanızdan geçilmez. Okuldaki herkes size tav olur! Böyle böyle başlayıp araba kullanmayı öğrenir 18 yaşına gelince de ehliyet kursuna araba ile gidersiniz. Ohhh! Ehliyeti aldık.Sağdan soldan çocuğum dur sen daha acemisin diyenler düşmanlarımız ve bizi çekemeyen hatta bize güvenmeyenlerdir. Zaten şu emniyet kemeri çok saçma birşey.Niye takılır ki o.İki çorba parasına nasılsa cezadan da yırtarız. Haydi o zaman eğlenmeye.....Coş coş kop koop....Lalalala.... Onun kızı şunun arkadaşı herkes binsin eğlenmeye.... Biraz para varsa yakıtı koy i...

tek gözlü cep telefonu!

iki gözüm, iki kulağım, bir burnum ve çok şükür sağlıklı vücudumla Merhaba herkese.. Şükür,şükür çok şükür..Kızgın yağ damlacığının göz bebeğime değmesinin üzerinden tam bir hafta geçti.Arayanlardan ve gelen herkesten Allah razı olsun.Düşündüm ki kendi kendime insanları tanımak için bazen tek gözünü kapatman gerekiyormuş.Zaman öyle hızlı geçiyor ki ne yaralar kapanıyor.Ama ben yine de korsan halimle dünyayı,insanları gözlemlemeye devam ettim.Bir gün atm de sıra bekliyorduk eşimle, önümüzde bir grup insan vardı.Üç tanesi erkek biri kadın olan bu grup, üniversitede okuyan tanıdıklarına harçlık yollamaya çalışıyordu.Biri genç,biri orta diğeri de orta yaşın üzerinde olan üç erkekten genç olan atm nin başında diğerleri de onu izliyorlardı.İşlem biraz uzun sürünce en yaşlı olan ve takım elbisesi giyinmiş olan adam yanımıza doğru gelip müzik öğretmenliği okuyan oğluna para göndermeye geldiklerini ve bankaların her seferinde gönderdiği paradan işlem ücreti kestiğini söyledi.Oğluna her...

Konnyaku ( O Ne Ki? :)

  Ilık subtropikal iklimlerde yetişen bu gıda maddesinin adı Konjac (konnyaku).İlk olarak 1692 yılında bitkilerin sistematik kaydı sırasında  Van Rheede tot Drakenstein  tarafından tarif edilen ve 1834 yılında Hollandalı bir bitki bilimci Blume tarafından Amorphophallus adı verilen bitkiden elde edilen bu ürün Japonya,Çin,Endonezya gibi Asya mutfaklarının vazgeçilmezlerinden. Ancak yenilebilen kısmı kök altında kalan şişkin kısmıdır.Kozmetik alanında da   sıklıkla kullanılmaktadır. Jelatin maddesinin bir vekili tarzında olan bu bitki tam olarak keskin bir tat içermemekte ama özellikle Japon yemeklerinde genişçe bir yer tutmaktadır.Şekerlemeden deniz ürünlerine kadar birçok üründe kullanılan bu maddenin kalorisi olmamasının yanında lif oranı da çok yüksektir.16 farklı aminoasidi bünyesinde barındırır.Özellikle diet için uygun bir besindir. Konnyaku Sashimi isimli bir Japon Yemeğini izlemeden önce Sashimi yani Japon Mutfağının baş yapıtını takd...

Neslihan

Neslihan..terkedilmiş,üzülmüş,kırılmış bir şarkı ve aynı hislerde bir yorum.İçim huzur doluyor şarkılarıyla,sesiyle.Ben onu birkaç yıl önce tanıdım.Nedense o zaman dinlediğim şarkıları yine aynı tat veriyor bana.Sevdiğiniz bir yemeği tekrar yemek gibi.Yeni şarkıları da var biraz hareketlenmiş ritimleri..Belli ki ruh hali şarkılarına da yansımış..Onarılmış,iyileşmiş.Hangi yara var kapanmayan,hangi ateş var söndürülemeyen..Neler görüyor insan,nelere şahit oluyor.Bilhassa neleri ve kimleri kaybediyor..Müzik dinlemeyi bu yüzden seviyorum.İçimi ısıtıyor,deşaj oluyorum.Ruhum besleniyor.. Kaybedebilirsiniz kendinizi, Başınıza kötü şeyler gelebilir, Kırılabilirsiniz, Hakkınızı yiyebilirler, Sevdiklerinizi kaybedebilirsiniz, Düşebilir,kalkamayabilirsiniz, Umutlarınızı kaybedebilirsiniz, Bu da mı oldu diyebilirsiniz, Neden ben sorusuna takılabilirsiniz, ......... İnanmak zorundayız dünyaya..Başkalarının da aynı acılarla savaştığını düşünmeliyiz,herşeyden ders çıkarmalıyız.En...

en başına dönelim..

Şuan yanımdaki tek resmi bu!Güzel bir gündü..Son kez bir gezelim demiştik..Hani şairler falan hep derler ya hava bile üzüldü..Aynen öyle oldu.Samsun bizi böyle uğurladı..(2011) En başına dönelim..(2007) Üniversite sınav sonuçları henüz açıklanmamıştı.Nereleri yazdığımızı bilmiyordum bile.Ama hep içimden deniz kenarı olsun diye geçirirdim. Bir gece rüyamda bir otobüste gördüm kendimi.Bir tepeye doğru çıkan otobüsün içindeydim ve ayaklarımız suyun içindeydi.Tam tepeyi çıktım sağ taraf deniz sol taraf yeşillik.Hayırdır inşallah dedim.Birkaç güne kalmadı sonuçlar açıklandı.Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi.Hiçbir fikrim yok. Babamla kayıt için gittiğimizde, tam kampüse çıkıyoruz bir tepe!Tepeyi çıkarken bir de ne göreyim; Sağ taraf deniz,sol taraf yeşillik.Aynı rüyamda gördüğüm yer.Dilim tutuldu.Bu kadarını beklemiyordum.Bu etkileyici giriş ile okulu o an sevdim.Hem de çok sevdim.Öyle bir sevdim ki sevdiğim i getirdim... :)

bir beden büyük olmuş!

bazen içim paramparça oluyor.neyi hissettiğimi kendim bile bilmezken vücut dilimle ne ifadeler yarattığımı tahmin etmek istemiyorum.içim o kadar parçalanıyor ki..bu bir isyan değil,bir başkaldırış hiç değil..sadece acı bir kabulleniş.bu öyle birşey ki hangi şehire gitseniz,önemli birşey yapsanız,başarılı olsanız yani ne yapsanız sizi terketmez..acı acı şarkılar nasıl yazılıyor diye hiç düşünmedim ben.anlayabiliyorum çünkü.bazen bazı yerler de mış gibi yapıyorum.oturuyor muş gibi,konuşuyor muş gibi..beden burda kal , ruh buradan gidelim diyor.akıl ile gönül hep arada kalıyor.hayatım insanların nedenini ve niçini anlamakla geçti desem yalan olmaz herhalde.en çok düşündüğüm şey bu olduğu için belkide.duvarlara,taşlara,denize çok anlattığım oldu ama baktım duvar duruyor,taş parçalanmıyor,deniz yine dalgalanıyor bende nasibi alıp durulayım dedim.boşluğunda çok dolaştım havanın.yoruldum.içimle mücadele etmekten.ruhum ve kalbim o kadar büyük ki ne koysam yetmiyor..burası benim duvarım,taşım,d...